rüyada iki ateş arasında kalmak
Forum De Rencontre Par Telephone Gratuit.
Rüyada elde ateş görmek nasıl bir hayat sürdüreceğine, aile bireyleri arasında bazı tartışmaların ve kırgınlıkların yaşanacağına ve sevgili ile ayrı düşüleceğine, babaevinden ayrılıp yeni bir ev kurulacağına, yapılacak olan çalışmalarda doğru adımların atılacağına, kısa zamanda çok büyük bir aşka yelken açacağına, aile bireylerinin birbirlerine çok bağlı olacağına inanılır. Rüyada elde ateş gördüyseniz Her ne kadar sorunları çözümlemek için girişimlerde bulunacak olsanız bile şansınız sizden yana olmayacak. Bazı kişiler size oldukça mantıksız görünen adımlar atma veya açıklamalar yapma eğiliminde olabilirler. Rüyada iki el ateş etmek yediği yemekten ve içtiği sudan tat alamayacağına, huzur ve mutluluğun hüküm süreceğine, üzerindeki miskinliği ve halsizliği atacağına, kişinin Allah’ın izniyle kötü kimselerin de şerrinden korunacağına alamettir. Rüya alimlerine göre rüyada elini ateşe sokmak ardından yapılacak hamleler ve atılacak adımlar sayesinde iş hayatında hiç olmadığı kadar büyük başarılara ulaşılacağına, bir sebeple başka yollar aranacağına, çok güzel ve hayırlı bir hayat yaşayıp huzur içinde bir aile hayatına sahip olacağına, üzüntü duyduğu olayları tek başına düzelteceğine, çok büyük bir saygınlığa kavuşacağına delalettir. Rüya tabirlerine göre rüyada elle ateş yakmak asık yüzlerin güleceğine ve fakir fukaranın doyacağına, huzurunu ve neşesini kaybedeceğine, bir sebeple çok zor duruma düşeceğine, hasret çekenin sevdiği kişiye kavuşacağına, her zaman incelikli davranışlar sergileyeceğine, beraberliklerde hayal edilenden daha fazla mutlu olunacağına işaret etmektedir. Rüya tabirlerine göre rüyada elinde ateş tutmak zaman zaman farklı yerlere tatile ya da iş gezilerine gidileceğine ve huzurlu bir ruh yapısına sahip olunacağına, iş sahibi değilse çok iyi bir işe sahip olacağına, maddi sıkıntıların ve sorunların kalmayacağına, uğranılan zararın paylaşılacağına yorumlanmaktadır. Rüyada elden ateş çıkması rüyayı gören kişi için bir süreliğine de olsa kemer sıkmak gerekeceğine, zor günlerin yaşanacağına, güzel bir haber almaya, işlerinin hızlı bir şekilde düzeleceğine alamettir. Rüya yorumlarına göre rüyada elin ateşte yanması düştüğü zor durumlardan Allah’ın yardımı ile kurtulacağına, kendisini çok sıkıntılı hissettiği bir anda Allah’ın izni ile karşısına çıkacak güzel bir yol ile bu durumdan kurtulacağına, kırgınların ve küskünlerin barışacağına, insanlardan çeşitli tepkiler alabileceğine, sıkıntılı bekleyişlerin sona ereceğine ve ferahlığa çıkılacağına işaret ettiğine inanılır. Rüyada elinde ateş taşımak çok sevdiği ve değer verdiği bu insanlar ile arasına çok büyük mesafeler koyacağına, çok hayırlı ve kazanç sağlayacak çalışmalara girileceğine, ortaya konulan çalışmalar yüzünden büyük maddi zarara uğranacağına, iç dünyasının güzelleşeceğine, işle ilgili çok büyük bir ortaklık kurulacağına işaret ettiğine inanılır. Rüyada elle ateş söndürmek rüyayı gören kişi için pürüzleri ortadan kaldırarak daha sakin bir yaşama kavuşacağına, uğradığı zararların yakın zaman içinde telafi edileceğine ve çok daha iyi bir iş için destek alacağına, rutin bir şekilde ilerleyen işlerin aynı şekilde devam edeceğine, sağlıkla ilgili bir sorunun başgöstereceğine alamet etmektedir. Rüyada başkasının elinde ateş görüldüğünde bol rızık ve para sahibi olacağına, kişi için hayatının en parlak döneminin geleceğine, iş hayatında ve sosyal hayatında çok zor durumlara düşeceğine ve zarara uğrayacağına, tabiri caizse derin bir oh çekeceğine ve hayırlı günler yaşayacağına, akraba çevresindeki sorunların giderileceğine, ekmeğinin verimli olacağına işaret etmektedir. Rüyada eline ateş alındığında yaşadığı büyük üzüntülerden ferahlığa çıkacağına, insanlara karşılıksız yardımlarda bulunarak onların dualarını alacağına, işlerinde verimsiz hale geleceğine, solmuş olan yüzünün de sonunda güleceğine, zor zamanlar yaşayacağına, parasının ve ekmeğinin çoğalacağına alamet etmektedir. Rüyada elinden ateş çıktığını görmek işsiz ve ekmeksiz günler yaşayacağına, büyük çabalarla geldiği mevkiden gönderileceğine, bazen sıkıntı ve zorluk çekileceğine rivayet eder.
Rüyanın Özeti Rüyada ateş arasında kalmak alınacak bazı havadislerin yaralarına merhem olacağına, makam sahibi olacağına, ilerleyeceğine, kaybedilen malların ya da paranın yakın zamanda tekrar kazanılacağına, atılan adımların çok iyi bir gelecek sağlayacağına, yeni bir çevre edinileceğine, uzun zamandan beri yaşadığı ve bir türlü kurtulma fırsatı bulamadığı sorunlardan kısa bir zaman içinde kurtulacağına işaret etmektedir. Rüyanın Geniş Tabiri Rüyada ateş arasında kalmak hırsızlık ve arsızlık yapmayacağına, moral açısından yüksek bir noktada olunacağına, alınacak bazı havadislerin yaralarına merhem olacağına, maddi zorluklara rağmen yine de hak yolundan ayrılmadan, şükrederek yaşayacağına, karı koca olarak oturup sorunun ne olduğunu konuşacaklarına, bu sayede aralarındaki problemlerin çözüleceğine, sorunların yakın zaman içinde biteceğine, sıkıntıların kısa zaman içinde sona ereceğine, aşk hayatında uzun zamandan beri kapalı olan kalbin açılacağına işaret etmektedir. Yorumcuya göre elinden gelen her şeyi yaparak işlerini daha iyi bir hale getireceğine, iş yaşantısındaki aksiliklerin, sorunların tez zamanda ortadan kalkacağına, makam sahibi olacağına, ilerleyeceğine, borçluysa borcunu ödeyeceğine, ekonomik olarak bolluk içinde geçen bir döneme girileceğine, beklenmedik bir anda gelecek bir miras haberi ile çok mutlu olunacağına yorumlanır. Rüyada ateş arasında kalmak huzura erileceğine, bolluk ve bereket elde edeceğine, kaybedilen malların ya da paranın yakın zamanda tekrar kazanılacağına, çok kazançlı ve güzel işlere gireceğine, ticaretinin gelişeceğine, zor zamanların, sıkıntıların ve parasızlığın geride kalacağına delalet ettiği söylenir. Rüya tabirleri ansiklopedisine göre iş yaşamında söz sahibi olacağına, atılan adımların çok iyi bir gelecek sağlayacağına, daha iyi yaşantıya ve geçime kavuşacağına, elini attığı ve niyet ettiği her işten alnının akı ile çıkacağına, hem aşk hayatının hem de ticaret hayatının yolunda gideceğine, ünleneceğine rivayet eder. Rüyada ateş arasında kalmak iyi bir mümin olarak yoluna devam edeceğine, yeni bir çevre edinileceğine, güzel ve büyük fırsatlar elde edeceğine, yapılan çalışmalar karşılığında büyük bir maddi kazanca sahip olunacağına, zararlı bir alışkanlığın yakında bitirileceğine, yolcu ve gurbette ise vatanına dönmeye işaret ettiğine inanılır. Rüya yorumu ansiklopedisine göre küslükleri gidereceğine, uzun zamandan beri yaşadığı ve bir türlü kurtulma fırsatı bulamadığı sorunlardan kısa bir zaman içinde kurtulacağına, rızkın ve kısmetin artacağına, hayallerine ve hedeflerine kavuşacağına, çok büyük ve hayırlı işlerde çok büyük sevaplar kazanacağına, gönül hoşluğunu yakalayacağına delalet ettiğine inanılır. Pages 1 2
İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamı Deyim nedir örnekler veriniz? Deyimler bir durum ya da kavramı karşılar . Bu özelliğinden dolayı öğüt verme amacında olan atasözlerinden farklılık gösterirler . Örnek - Atı alan Üsküdar ı geçti sözü cümle biçiminde olmasına rağmen deyimdir . İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlam Nedir Deyim nedir kısa anlatım? Bir kavramı, olayı ya da durumu daha etkileyici bir şekilde anlatmak adına minimum iki kelimenin bir araya gelmesi ile beraber oluşan ve çoğu kez gerçek manadan uzaklaşarak, kendine has anlam kazanan sözcük gruplarına deyim denmektedir. İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamları kısa Deyim olduğunu nasıl anlarız? Kalıplaşmış sözlerdir. Yerleri değiştirilemez; bir kelime çıkarılıp, aynı anlama da gelse yerine başka bir kelime konamaz. “Eli yüzü düzgün” deyimi, “yüzü eli düzgün” biçiminde; “baş kaldırmak” deyimi, “kafa kaldırmak” biçiminde değiştirilip söylenemez; söylense de deyim olmaz. İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamı ve Cümle , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamı Çeviri Deyim olduğunu nasıl anlarız? Kalıplaşmış sözlerdir. Yerleri değiştirilemez; bir kelime çıkarılıp, aynı anlama da gelse yerine başka bir kelime konamaz. “Eli yüzü düzgün” deyimi, “yüzü eli düzgün” biçiminde; “baş kaldırmak” deyimi, “kafa kaldırmak” biçiminde değiştirilip söylenemez; söylense de deyim olmaz. İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamlar İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlam Örnekleri , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlamları ve Örnekleri İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlam Eşleştirme , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Nedir Örnekler Veriniz? Deyim ve atasözünün anlamı nedir? Deyimler kavram ve durum bildirirler; atasözleri ise bir yargı ifade ederler. Deyimlerin mecazlı anlamı vardır; atasözlerinde bu şart değildir. Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur. Deyimlerin öyküsü, efsanesi ve kaynağı genellikle vardır; atasözleri anonimdir, söyleyenleri belli değildir. İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Nedir Kısa Anlatım? , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Olduğunu nasıl anlarız? İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi ve Atasözünün Anlamı Nedir? İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Nedir Örnekler Veriniz? , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Nedir Kısa Anlatım? İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Olduğunu Nasıl Anlarız? , İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi ve atasözünün Anlamı Nedir? İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Anlam Nedir? İki Ateş Arasında Kalmak Deyimi Ne Demek?İki Ateş Arasında Kalmak kelimesi için sözlük içeriği bulunamadı.
Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada İki Ateş Arasında Kalmak Rüyada iki ateş arasında kalmak tabiri Rüyada iki ateş arasında kalmak hastalıkların yakınına uğramayacağına, en önemli anlarda destek görüleceğine, yaşam kalitesinin ve hayat standartlarının da artacağına, mali olarak küçüleceğine, zarar ettiği çalışmalarda kısa sürede kara geçeceğine ve gün geçtikçe daha çok mutlu olacağına, işlerin günden güne bozulacağına, işlerinde çok büyük ilerlemeler kaydedeceğine, tabir edilir. Ayrıca rüyada iki ateş arasında kalmak görmek geleceğin çok parlak ve güzel olacağına, çareye ve çözüme ulaşacağına, beklentilerinin gerçekleşmeye başlayacağına, mevcut ilişkilerinin tartışmalar nedeniyle sarsılacağına, yaşanan kötü anıların silineceğine, çok zor durumlara düşeceğine ancak daha sonra kendisine yardım edecek insanlar sayesinde bu sorunlardan kurtulacağına, yorumlanır. farklı iş alanlarına yöneleceğine tabir edilir. bir rahat yüzü görmeyeceğine delalet eder. pek çok kişinin hayatını kurtaracağına alamet eder. afiyette olacağına yorulur. Dini olarak Rüyada iki ateş arasında kalmak tabiri Dini olarak rüyada iki ateş arasında kalmak büyüklere saygılı bir kişi olunacağına, ailesi ile birlikte çok mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayacağına, kötü günlerini atlatmayı başaracağına, içindeki sıkıntıdan, darlığa ve yokluğa düşeceğine, zararın bir türlü telafi edilemeyeceğine, rızkının genişlemesine ve kazancının artmasına vesile olacak işlere gireceğine, yaşamındaki herşeyin tersi şekilde ilerleyeceğine, iş dünyasına yeni atılmış bir kişiye akıl hocalığı ve yol göstericilik yapılacağına, sevilen bir kişinin gelmesi ile uzun bir süreden beri sıkıntı veren bir durumun ortadan kalkacağına, delalet eder. Psikolojik olarak Rüyada iki ateş arasında kalmak yorumu Psikolojik olarak rüyada iki ateş arasında kalmak rüya sahibine hayır, tahmin etmediği bir yerden büyük bir zarar edeceğine, borçlarının boyunu aşması nedeniyle alacaklarının kapısından ayrılmaz olacağına, göreceği destekten dolayı moral bulacağına, yakın bir arkadaşın ihanetine uğranacağına ve aksiliklerin başgöstereceğine, sevdiği kişiler ile çok mutlu olacağına ve işlerinin yakında biteceğine, bu yüzden yapılacak işlerde çok uğraş verilmesine ve sabır gösterilmesine rağmen bir sonuca ulaşılamayacağına, herhangi bir sorun ile karşılaşılmayacağına, işaret İki görmekRüyada iki sayısı hayra yorulur. İki dengeyi, huzuru, anlaşmayı simgeler. Rüyada görülen çift şeylere çok dikkat etmek, iyi yorumlamak gerekir. Ayrıca görülen şeyin iki vakitte olacağına da işaret KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.BAKARA- 153 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ
rüyada iki ateş arasında kalmak